Futbol basit bir oyun…
7’den 70’e herkes oynayabilir…
Onun için…
İster futbol oynasın…
İster bırakıp yorumcu olsun…
İsterse sadece futbol izleyicisi olsun…
Herkes futbola yorum yapabiliyor…
Bu nedenle…
Yönetici, teknik kadro, futbolcu, taraftarlar arasında sorunlar yaşanmaktadır…
Bunun nedeni ise…
Özellikle…
Bazı taraftarlar…
Futboldan anlamıyor…
Ama anladığını sanıyor…
En kolay yolu da futbolda bilgi taslamak…
Herkes Fatih Terim, Ersun Yanal, Şenol Güneş Emre Belezoğlu, Sergen Yalçın, Arda Turan olmayı hayal edebilir…
Hatta, Messi, Ronaldo, Haaland, Neymar gibi dünya yıldızları gibi olmayı da hayal edebilmektedirler…
Hayal etmek başka…
Gerçekçi yaklaşmak başka…
Sorun da burada çıkıyor…
Taraftar bir futbolcunun kaçırdığı gol pozisyonu için” Bu golü bende atardım” diyebilmekte…
Teknik direktörün taktiksel anlayışını bile eleştiriyor…
Bu takım…
3-5-2 veya 4-4-2 oynayamaz eleştirisi yapmaktadırlar…
Böyle düşünen taraftarlar…
Futbol kültürüne zarar verecek hale gelmiştir…
Stadlardaki olaylar da bu düşüncenin ürünüdür…
Taraftar takımının…
Her maçta galip gelmesini ister…
Futbolda böyle bir olay şimdiye kadar yaşanmamıştır…
Yenilmeden şampiyon olan veya olamayan takımlar vardır…
Bu takımlar her maçı kazanmamış, beraberlikler almışlardı
Türkiye liglerinde…
Daha sezonun sekizinci haftası…
Hiçbir takım şampiyon olmamış…
Hiçbir takım küme düşmemiş…
Taraftar…
Kulüp başkanını, teknik kadroyu istifaya davet ediyor…
Futbolculara “Formanızı çıkarın….s….r olup gidin” diyebiliyor…
Milli maçlarda bile…
Kendi taraftarı olmayan bir milli futbolcuya bile çirkin sözler söyleyebiliyorlar…
Kaleci -şu anda teknik direktör- Volkan Demirel örneği ortada…
2017 tarihinde Galatasaray’ın stadı olan Türk Telekom’da oynanan Kazakistan maçı öncesi sahaya ısınmak için çıktığında çirkin tezahürat nedeniyle çalışmayı terk etti ve maça çıkmadı…
Demirel’e böylece milli takım kapısı da kapanmış oldu…
Şimdi suçlu kim…
Volkan Demirel mi?
Ona çirkin sözler söyleyen taraftar mı?
Bu nedenle…
Futbolda taraftarlar takımlarına hem destek, hem de zarar veriyor…
Ve kendini her zaman haklı görüyor…
Yazar Hakkında:
Ali Erdoğan kimdir: 1952 Divriği Gürpınar köyünde doğdu. Ortaokulu İstanbul’da, liseyi Sivas ve Ankara’da bitirdi.1973 yılında Yeni Halkçı’da gazeteciliğe başladı. Daha sonra Yeni Ulus, Yenigün, Olay gazetelerinde mesleğe devam etti.1980’de Hürriyet Gazetesi Spor Servisi’nde, 1990’da Günaydın Gazetesi’nde çalıştı; 1995’de de Evrensel Gazetesinin kuruluşunda yer aldı. Siyah-Beyaz Gazetesi’nde kısa bir çalışmanın ardından, 2001’de Sabah Gazetesi’ne geçti.15 yıl bu gazetede spor yazarlığı ve spor servisi şefliği yaptı. Daha sonra geçtiği Sözcü Gazetesi’nde de 11 ay spor yazarlığı yaptıktan sonra görevine son verildi. Meslekte 47’nci yılını dolduran Ali Erdoğan emekli ve sürekli basın kartı sahibi. Evli ve bir oğlu var.