Şöyle mesajları var:
- Aşı olmakla olmamak arasında bazı vakalarda yoğun bakım farkı var. (26 Ağustos)
- Şimdi size aşı olma diyenler, daha sonra geçmiş olsun diyebilir. (26 Ağustos)
- Bunca vaka, bunca ölüm varken birinci doz aşısını olan hiç ikincisini ihmal eder mi? (26 Ağustos)
- Bize ne oldu? Maske, mesafe konusunda birbirimize örnektik! (2 Eylül)
Aa, yok, rica ederim. Der miyim hiç, kamyon arkası yazıları gibi falan diye…
- COVİD-19’A KARŞI YARINKİ PLANINIZ NE? İlk doz aşınızı yaptırdınız mı? Yaptırmadıysanız, hemen randevu alabilirsiniz. Devam dozunun zamanı gelmişse, aşınızı olabilirsiniz. İşyerinizde, dışarıda, başkalarıyla bir aradayken maskenizi takıp, sosyal mesafenize dikkat etmeyi unutmayın. (30 Eylül)
- GENÇLER, bize salgından çıkış yolunu gösterin! Yeni vakalarda en yüksek oranı sizler oluşturuyorsunuz. Hastalığı fark etmeden bulaştırmanız çok kolay! Covid’siz günlerin özlemini en çok duyansa sizlersiniz. Aşınızla, günlük hayatınızla bize örnek olsanız… Şu tablo çook değişir! (9 Ekim)
Hadi gençler, bir el atın da, çıkıverelim şu salgından…
- Son günlerde aşılanma hızında durağanlık var. Vaka sayılarının yüksekliği aşı konusunda bir tereddüt uyandırmış olabilir mi? Ama şunu unutmayın: Covid-19’u aşı sayesinde, adeta grip gibi atlatanların sayısı artık bunlarla yarışıyor. Kayıplarımızın çoğuysa tam doz aşı olmayanlar. (12 Ekim)
- ENDİŞE ETMEYİN. Aşı oranımız yükseliyor, Maviye geçen illerimiz artıyor. Tam doz aşı, yakalanmanız durumunda, hastalığı hafif geçirmenizi sağlıyor. ENDİŞE EDİN. Maske kullananlar azaldı, sosyal mesafeye hassasiyet zayıf. Aşıları henüz eksik olan çok sayıda insan var. (13 Ekim)
Kafamız biraz karışık ama olsun, tivitlerimiz güzel…
- Günaydın, Çantalar hazır mı? Gençler, kahvaltımızı yaptık mı? Mesajım anne babalara, çocuklara, üniversitelilere: Dün, Bilim Kurulu toplandı. Aktif vakaların %40’ının 23 yaş altı kişiler olduğu bilgisini sizlerle paylaştık. Dikkatli davranalım. 18 yaş üstüysek aşılarımızı olalım. (14 Ekim)
- COVID-19 AŞILARINI AKSATMADAN YAPTIRAN şu üç şeyi yapmış olur: Kendini korumaya alır. Yakın çevresinde ve şehrinde riski azaltır. 84 Milyonu, salgına karşı verdiği zorlu mücadelede güçlendirir. Kendimize ve tüm topluma karşı böylesi bir sorumlulukla daha önce az karşılaştık. (15 Ekim)
- Yeni vakalar içinde gençlerin oranı artış gösteriyor. Umulanın aksine, üniversite öğrencilerimiz arasında aşılanma oranı düşük. Sağlıklı bir eğitim ortamı için gençlerimiz aşılarını aksatmadan yaptırmalı. Toplum, bütün gençlerinin aşı olarak mücadeleye katılmalarını bekliyor. (16 Ekim)
Gençler, gençler, gençler, hadi gençler… Ama randevu alınabiliyor mu, kimlerin kaçıncı dozu, hangi aralıklarla yaptıracağı net bir şekilde açıklanıyor mu? Bunlar mesele değil.
Sağlık Bakanı salgın yönetimini sosyal medya mesajlarına sıkıştırıp, pası topluma atalı çok olmuş! Sorumluluk çocuklarda, gençlerde, annelerde, babalarda; yük sağlık çalışanlarının omuzlarında. Peki Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğu nerede? Gençlere ne şekilde örnek olunuyor? Lebaleb kongreler, açılışlar, çifte standartlı uygulamalar, tutarsız tedbirler hatırlanıyor mu? Onları bilemiyoruz.
Merak ediyorum; acaba Sağlık Bakanı, 11 Eylül’de İstanbul’da, 26 Eylül’de Ankara’da, 17 Ekim’de İzmir’de düzenlenen aşı karşıtı mitinglere ilişkin, yanlış bilgilerle toplumun kafasını karıştıran şarlatanlar için bir mesaj yazmış mı, tek söz etmiş mi twitter hesabından diye bakıyorum…
Sizce?
Türk Tabipleri Birliği (TTB) 18 aydır, Sağlık Bakanlığı’na salgının ancak epidemiyolojik verilerle yönetilebileceğini söylüyor ve verilerin şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılması için ısrarla çağrıda bulunuyor. TTB’nin hazırladığı COVID-19 Pandemisi 18. Ay Değerlendirme Raporu verilerin saklandığını, hakikatin gizlendiğini, hükümetin ve Sağlık Bakanlığı’nın kendi sorumluluklarını yerine getirmediğini açıkça ortaya koyuyor.[1]
Sağlık Bakanı’nın mesajlarına bakılırsa da, salgın yönetimindeki başarısızlık ortaya çıktıkça, sorumluluğu topluma atma eğilimi ağırlık kazanıyor.
Ne diyelim; biz dün, bugün olduğu gibi yarın da küçücük çocuklarımızı yüzlerinde maskeleriyle okullarına göndereceğiz, tam doz aşılarımızla fiziki mesafe önlemlerimizi koruyup işlerimize gideceğiz, aşı karşıtlarına prim vermemeye, gözümüzü gerçek bilim insanlarından, bilimden ayırmamaya devam edeceğiz.
Peki, söyler misiniz Sayın Sağlık Bakanı; COVID-19’a karşı sizin yarınki planınız ne?
[1] https://www.ttb.org.tr/userfiles/files/ttb_covid_18ay_rapor.pdf