21.2 C
Ankara

Korkunç ‘çocuk anne’ tablosu: ’15 yaşından küçük 3 çocuklu bir çocuk anne’

-

PAYLAŞ:

Kübra KÖKLÜ

17 yaşın altında doğum yapan kız çocuklarının sayısı her geçen yıl artmaya devam ediyor. 2021 yılında 17 yaşın altında olan 7 bin 190 kız çocuğunun önce eğitim hayatı elinde alındı; daha sonra da çocuk yaşta olan bu kız çocukları, ‘çocuk anne’ oldu. Temel haklarına erişimi engellenen ve hayatları ellerinden alınan kız çocukları devlet tarafından yalnız bırakıldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 12 Mayıs tarihinde ‘Doğum İstatistikleri, 2021’ verilerini yayımladı. Yayımlanan verilere göre, 15 yaşından küçük 117 çocuk doğum yaptı, bu çocuklardan 4’ü ikinci çocuklarını dünyaya getirdi. 15-17 yaş aralığında doğum yapan çocuk sayısı ise 7 bin 73 olurken; bu kız çocuklarından 590’nı ikinci çocuğunu doğurdu.

İLK SIRADA ŞANLIURFA VAR

17 ve daha küçük yaşta doğum yapan kız çocuklarının doğum sayısı incelendiğinde de 2021 yılında doğum sayısının en yüksek olduğu il 819 ile Şanlıurfa oldu. Bu ili 562 ile İstanbul, 469 ile Gaziantep, 342 ile Diyarbakır, 286 ile Adana ve 262 ile Van takip etti. TÜİK doğum istatistiklerini açıklarken, 2021 yılına ait annenin yaş grubu ve eğitim durumuna göre yaptığı doğumların istatistiklerini açıklamadı. Ancak geçen yıl açıklamadığı 2020 yılına ait annenin yaş grubuna ve eğitim durumuna göre doğum istatistiklerini bu yıl açıkladı. Bir yıl geriden yayımlanan verilere göre, 15 yaşından küçük doğum yapan 119 kız çocuğunun 30’u sadece okuma yazma bilirken, 68’i ise sadece ilkokul mezunu.

’15 YAŞINDAN KÜÇÜK 3 ÇOCUKLU BİR ÇOCUK ANNE’

Rakamları, “Korkunç bir tablo bu” olarak değerlendiren İmdat-Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği’nin Çocuk Evlilikleri Araştırma Komisyonu Başkanı Avukat Zeynep Reva, 15 yaşından küçük doğum yapan kız çocukların sayısının 2020 yılında da farklı olmadığını, 119 kız çocuğunun 15 yaşından daha küçük yaşta doğum yaptığını söyledi. Hatta bu çocuklardan 1’isinin üçüncü doğumu olduğunu da dile getiren Reva, “Yani, 15 yaşından küçük 3 çocuklu bir çocuk anne. Bu dramatik tablo bizlere, geleceğimizin emanetçisi olan çocuklarımızın nasıl bir felaketin içine sürüklendiğini gözler önüne serdi” dedi.

TÜİK verilerinin gerçeği yansıtmadığına da dikkat çeken Avukat Reva, “Bu sayıların iyimser rakamlar olduğunu da söylemek gerekiyor. Çünkü kimi doğumların resmi bildirimi yapılmıyor. Dolayısıyla da bu doğumlar resmi istatistiklere yansımıyor. Kitlesel çalışmalarda bu durumun TÜİK’e yansıyan rakamlardan daha fazla olduğunu gösteren çalışmalar da mevcut” diye konuştu.

‘15 YAŞINDAN KÜÇÜK OLAN HER ÇOCUK İÇİN ‘ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI’ DAVASI AÇILMALI’

15 yaşından küçük 117 kız çocuğunun doğum yapmasıyla ‘çocuğun cinsel istismarı’ suçunun oluştuğunu dile getiren Zeynep Reva, “15 yaşından küçük bir çocuk doğum yapmışsa, 15 yaşından önce cinsel ilişki yaşamış demektir. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 103. Maddesi, rızası bile olsa 15 yaşından küçük bir çocukla girilen cinsel ilişkiyi suç saymaktadır. Yani, 15 yaşından küçük bir çocuk doğum yapmışsa, TCK’nın 103. Maddesi kapsamında ‘Çocuğun Cinsel İstismarı’ suçu oluşmuş demektir. 15 yaşından küçük olan her çocuk için ‘çocuğun cinsel istismarı’ davası açılmalı. Bu suç şikâyete bağlı olmayıp kamu davası niteliğindedir. Etkin bildirim ve denetimlerin yapılması çocuk anne olgularıyla mücadele etmede önemli bir yere sahiptir” dedi.

‘ÇOCUK ANNE’ OLGUSUNUN ÖNÜNE GEÇİLMELİ’

Doğum yapan kız çocuklarının aileleri tarafından okula gönderilmediğini ve zorunlu eğitim sisteminin denetlenmediğini dile getiren Reva şu değerlendirmeyi yaptı: “İlkokul mezunu bile olmayan çocukların doğum yaptığını görünce zorunlu eğitimin etkin olarak uygulanıp denetlenmediği sonucunu çıkarmak mümkün. Ayrıca imzacısı olduğumuz Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne de aykırıdır. Şanlıurfa, Gaziantep, Diyarbakır, Van ve Adana başta olmak üzere ‘çocuk anne’ sayısının yüksek olduğu illerde farkındalık eğitim ve kampanyalarına projeler geliştirilmeli ve uygulanmalı. ‘Çocuk anne’ olgusunun önüne geçmek için devlete çok büyük görevler düşüyor. Devletin kararlı politikalar geliştirip küçük kız çocuklarının doğum yapmasını önleyecek, eğitim hayatlarına devam etmelerini sağlayacak ve denetleyecek projeler geliştirmesi gerekiyor. Kız çocuklarının evlendirilmesi ve daha çocukken anne olma sorumluluğunu taşıması ancak ve ancak eğitimle önlenebilir. Bu konuda yeterli uygulamalar ve politikalar geliştirilmesine ihtiyaç var.”

‘KÜÇÜK ÇOCUKLARIN EVLENDİRİLMESİ EĞİTİMLE ÖNLENEBİLİR’

İMDAT – Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Oğuz Polat ise 17 yaşın altında olan küçük kız çocuklarının evlendirilmesinin önüne eğitim ile geçilebileceğini söyledi. Polat, “Devletin konuyla ilgili ağırlığını koyup küçük kız çocuklarının doğum yapmasını önlemesi gerekmektedir. Çoğunlukla geleneksel yöntemlere başvurulduğuna şahit oluyorum. Küçük çocukların evlendirilmesi ancak eğitimle önlenebilir. Ama bu konuda yeterince bir girişim söz konusu dahi değil. Sosyal bilim araştırmalarında özellikle çocuk, şiddet gibi konularda verilere çok ihtiyacımız var. Ancak iki büyük problemimiz var. Biri kamunun bu verileri kimseyle paylaşmaması. İkincisi ise büyük bir coğrafyaya ve kalabalık bir nüfusa sahip olduğumuz için sağlıklı veriler toplamak zor. Sadece TÜİK’in verileri ile yetinmek zorunda kalıyoruz. Yeterince sağlıklı mıdır, değil midir diye tartışmak gerekir” diye konuştu.

‘OKULLARIMIZ DEMOKRATİK DEĞİLDİR’

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Nejla Kurul da toplumsal cinsiyet eşitliği ve cinsel eğitim konularının müfredata alınmamasını eleştirdi. Kurul, “TÜİK’in yayınladığı verilerle ilgili kuşkular da akla geldiğinde, 15 yaşından küçük 117 çocuktan çok daha fazlasının doğum yapmış olacağı düşünülebilir. Rakamlar büyüktür, daha da büyük olması olasılığı da yüksektir” dedi. Türkiye’de tecavüz, ensest, taciz konusunda sağlıklı bir veri kaydı bulunmadığının da altını çizen Kurul, “Türkiye’de çocukları koruyacak mekanizmaların etkin olmadığı, çocuğun olayı anlamlandırması ve kendisini savunması konusunda bilinçlendirilmediği, eğitim sisteminin de ‘ahlakçı’ zeminden yaklaştığı için bu konuların okullarda ele alınamadığı, konuşulmadığı” değerlendirmesini yaptı.

Toplumsal cinsiyet eşitliği ve cinsel eğitim konularının eğitim alanının tamamen dışına atıldığının da altını çizen Kurul, devletin, zorunlu eğitim yükümlülüğünü yerine getirecek çalışmalarının yetersiz olduğunu dile getirdi. Kurul şunları söyledi: “Eğitim sisteminde, çocukların yıldırma, çocuk istismarı ve ihmali karşısında bilinçlendirme, toplumsal cinsiyet eşitliği ve cinsel eğitim konusunda bilinçlendirme çalışmaları neredeyse yoktur. Okullar ergenlik döneminde romantik ilişkiler de dahil çocukların en etkin sosyalleşme alanlarıdır. Okullarımız demokratik değildir, öğretmenler-öğrenciler, öğretmenler ve veliler arasında güvene dayalı toplumsal ilişkiler örselenmiştir. Okulun bileşenleri, karşı karşıya kalınan sorunları korkmadan, olayların üzerini örtmeden, cesaretle konuşabilmeli ve çözüm arayışları içinde olmalıdır.”

━ diğer haberler

Memurlar.net’e kayyum atandı!

Her gün milyonlarca kamu personelinin ziyaret ettiği memurlar.net isimli internet sitesine, iki ortak arasındaki anlaşmazlık ve şirket hesaplarıyla ilgili usulsüzlük iddiaları nedeniyle kayyum atandı. Ankara...

MEB’nı Özer’e Dersim’de öğrencilere ajanlaştırma baskıları soruldu

Munzur Üniversitesi’nde okuyan öğrenciler İnsan Hakları Derneği Dersim Şubesi’nde kolluk güçlerinin ajanlık dayatmalarına karşı basın açıklaması yaparak aşağılayıcı ve onur kırıcı uygulamaların sonlandırılmasını istediler. HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü konuyu Meclis gündemine taşıyarak, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'e sordu.

Gazeteci Candemir’e Müzeyyen Senar davası:

"6-7 Eylül olaylarında Muzeyyen Senar vardı" diyen Gazeteci Oktay Candemir hakkında "Şahsın Aziz hatırasına hakaret" suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Candemir, soruşturma kapsamında emniyette ifade verdi.

10 Ekim’de katledilenler anıldı

Ankara Gar Katliamı’nda yaşamını yitiren 104 kişi için yapılan anmada, “İsyanımızı ve öfkemizi büyüterek burada olacağız” mesajı verildi.

6 yaşında ‘evlendirilen’ H.K.G.’nin ifadesi çıktı

6 yaşında 'evlendirilen'.' ifadesinde, "Çocukların evlenmesi normal sanıyordum; Wattpad'den tanıştığım bir abla, 'devlet seni korur' dedi, kaçtım" dediği ortaya çıktı. H.K.G evlendirildiği kişi ile ilgili de şunları söyledi: "Kadir İstekli, evlendiğimizi söyledi, 'bu oyun kimseye söylenmez' dedi"