22.5 C
Ankara

Kar altında bir ocak ayı daha…

Paylaş:

Öyle bir ay ki, ülkenin karanlığıyla “derin”den yüzleşmenin kendisi;

Türkiye’deki “derinliğin”, hakikat olmuş ırkçılığın-faşizmin, yıllarca nelerin üzerine yükseldiğinin; bugünlere nasıl gelindiğinin; ölümden dağlar kuran zihniyetin gölgesi.

Metin Göktepe, Hrant Dink ve Uğur Mumcu… hatta ocak ayının karanlığı kendisine de sığmamış ki 1 Şubat’ta Abdi İpekçi… Sonrasında da ödemekle bitmeyen bedeller… ve düşenlerin kalemlerinden bugüne ulaşan hakikatler…

Geleceğe yazılan gerçekler…

O gerçeklerin sahiplerinden biridir Uğur Mumcu..

29 yıl önce bugün katledilen Uğur Mumcu hala pusulamız: Özgürlüğün, adaletin ve gerçekliğin peşinde olan, haberin serbest dolaşımının, halkın habere erişme özgürlüğünün, hakikatin yayılmasının mücadelesini verenlerin ve gericiliğe, karanlığa karşı duran bütün gazetecilerin, bizlerin hala kutup yıldızı, hala mihenk taşı…

O, bugünkü karanlığın üzerimize nasıl çökeceğini hep yazan, haykıran, araştıran, anlatan, yazan bir rehber…

Hepimiz biliyoruz ki cemaatler, tarikatlar, laiklik karşıtı uygulamalar bugün yaşadığımız karanlığın en önemli bileşeni, harcı….Ve Uğur Mumcu bu yolun kurulmaması için hep mücadele etti.

Bugün gençlerin ölümüne sebep olan, adları tacizlere, tecavüzlere karışan, devletin her kanalına sızan, sermaye sahipleri olarak sistemin çarkı olan, topluma dair her şeye karışan-söz söyleme hakkı bulan, vakıfla, dernekle herbir köşe başını tutan cemaatleri/tarikatlari yazdı, bizleri uyardı.

35 yıl önce Rabıta’da söyledi: “Din ve inanç özgürlüğünün en sağlam güvencesi laiklik ilkesidir. Bu ilke, siyasal amaçlı dinsel akımların devlet yönetimine egemen olmasını önlemek için getirilmiştir.”

Ve bunu anlayanlar, bugün bunu yüksek sesle dile getirebilenler onun ışığında ilerleyenlerdir.

Kulak tıkayanlar ise mevcut durumla hemhaldir.

Uğur Mumcu’yu andığımız bugün, onun araştırmalarıyla ortaya çıkardığı gerçeklerin önemini daha iyi kavrıyoruz.

Onun gazeteciliği ile gazeteciliğin nasıl olduğunu/ olması gerektiğini biliyoruz.

Ancak o zamanlarda Uğur Mumcu’ya kulak tıkayanlar, bugün yine gazetecileri duymuyor, gazetecileri kıskaca alıyorlar. Bunun yürütücüsü iktidar bu kıskacı istediği gibi şekillendiriyor.

Uğur Mumcu kendi döneminde kıskacı hep gözler önüne serdi, mücadele etti, mücadele yolunu gösterdi ve hala da gösteriyor.

Bugün hem toplum hem gazeteciler her bir yerden sıkıştırılmış vaziyette. 90’ların “ucuz can pazarı” bugünkü iktidarın karanlığını kutsadı.

Özgürlük için, özgür yarınlar için, özgür gazeteciler için mücadele etmekten ve hakikati örgütlemekten başka çaremiz yok. Onu hatırlamaktan geçiyor yolumuz.

Hayatlarımız buradan yeniden özgürleşebilir, hakikate birlikte varılabilir.

Uğur Mumcu bunun için önemli bir örnektir.

Mumcu karanlıktan sızan ışık huzmesidir.

Ona kulak verelim, hala hakikati söylüyor.

━ bu yazardan

Dinbazlık ve Dilbazlık Artık Çalışmıyor mu?

Rahman Özçelik henüz 22 yaşındaydı. Bartın’da yaşamını yitiren madencilerdendi. AKP kurulurken doğmuştu,...

Adaletsiz kalkınma2: Kötülüğe sabırla dayanılan zamanlar

Geçen hafta yazıyı bitirirken Bertholt Brecht’in “Gaddarlık, gaddarlıktan doğmaz; artık gaddarlık olmaksızın...

Adaletsiz kalkınma: Fakruzaruret içinde gönüllü kulluk

2002’den bu yana AKP’nin vaad ettiği demokrasi ve refah ilk kez bu...

Retorikten Mugalataya AKP Pratikleri

"Hayaldi, gerçek oldu, Türkiye hazır, hedef 2023" Bu söz AKP’nin 2011 seçim beyannamesinden. Kimse...

Gezi’den 2023’e Bir Muktedirin Seyir Defteri

Erdoğan’ın gezi protestocularına hakareti daha sonra bu hakareti savunmak için söyledikleri 20...

Kılıçdaroğlu devletin durumunu güncelliyor

Siyaset bilimci Nimtz, içinde bulunduğu zamanı diğer bütün zaman dilimlerinden önemli gören...

Kılıçdaroğlu’nun havarileri, kuşkucuları: İrili ufaklı tek adamlar hikayesi

Bu yazı, CHP'nin çıkmazını görmeyi hedefliyor. İmamoğlu ve otobüsü bu çıkmazın önemli...

Sağcılık her kötülüğün babasıdır

AKP’nin 20 yıllık envai yıkıcılığının son dönemde yarattığı kamu kaygılarının odak noktasını...

İttifaklar, olasılıklar, hidralar

“Bu seçim ülkenin son şansı olabilir. Son demokrasi nefesi olabilir. Hata yapma...

‘Tek patlıcan, tek bayrak, tek adam’

Yeni DEVA’lı eskinin AKP Grup Başkanvekili Nihat Ergün’ün, 6 Ocak 2009’da Habertürk’teki...

AKP rejiminin ekokırım hali: ‘Külü vatandaşa, parası yandaşa’

Yıllardır AKP rejiminin bin bir yüzüne mecbur bırakıldık. Sermayenin konumu da buradan...

Minare ve Yoksulluk Arasında

Piyasa ve İslamcılık ikilisinin ülkeyi kasıp kavurduğu şu günlerde Marx’ın şu sözü...

━ son bir haftada

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz